İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Beykoz Belediye Başkan adayı Alaattin Köseler ile birlikte ilçe turu yaptı.
İmamoğlu konuşmalarında şunları söyledi:
“BİRAZ HAYAT DERSİ ALSIN, SONRA ANKARA’YA YOLLAYACAĞIZ ONU”
“Bu, Kent Lokantasını küçümseyen, dersine çalışmamış o ithal aday var ya, ithal aday, ah bunu bir anlayabilse. Birkaç gün sonra, mühür size gelecek. Elinizde mühür olacak. Mührü doğru yerde kullanacaksınız. Bu kullanacağınız mühür, sizlerin geleceği. En önemli kararın onayı olacak. İstanbul’da zaten işiniz kolay. Biliyorsunuz; iki tane aday var. O zaten 31 Mart’a kadar çalışsın, biraz hayat dersi alsın; sonra Ankara’ya yollayacağız onu. Öyle değil mi? Tabii şimdi gelirken dersine çalışmadı. Ben bazen çok detaylı anlatıyorum ki, benim anlatımlarımdan İstanbul’u biraz daha tanısın da öyle gitsin Ankara’ya diye. Anlıyorum ki, dinlemeyi de sevmiyor. Halbuki iyi bir belediye başkanı, bir iyi öğrenci olacak. Ben, iyi bir öğrenciyim. Halkımı dinlerim ve öğrenirim. İyi belediye başkanı, iyi öğrenci olacak. İyi öğrenci olması için de dinlemeyi bilecek ama dinlemiyor. Kendisine böyle takılıyorum zannetmeyin. Ben öyle düşünmüyorum sadece. İstanbul’da dersine çalışmadığını kim düşünüyor? 17 tane bakan arkadaşı. Öyle düşünmeseler, Ankara’dan buraya niye gelsinler? 17 bakan arkadaşı, adayın yeterli olmadığını görünce çantayı, bavulu toplayıp, İstanbul’a geldiler. Yetmedi; artı bir Cumhurbaşkanı da geldi. Öyle değil mi? Hepsi burada. Hepsi toplandı geldi. Hoş geldi, sefa geldi. Bunlara misafirperverlik yapacak mıyız? Yapalım, yapalım; 23 Haziran 2019’daki gibi, 806 bin kez misafirperverliğe hazır mıyız?
“5 YILDIR İSTANBUL RAHAT BİR NEFES ALDI, BİR KENDİNE GELDİ”
Sözüm ona İstanbul’u geri almak istiyorlar. Kimden? Milletten. Bir metro açılışında diyor ki Sayın Cumhurbaşkanı, bakana, ‘Sayın Kurum, malımıza sahip çık!’ Yahu kimin malı? Yahu milletin malı. Senin yaptığın metro da milletin malı, bizim yaptığımız metro da milletin malı. Bunu anlayamadılar. Başka bir yere taşıyorlar bizi. Onlar hala bir şeyi çözemediler. Millete ait olan şeylerin, millete ait olduğunu kavrayamadılar. Hala seçildikleri yerleri kendi makamları, kendi malları, mülkleri zannediyorlar. Yahu değil, değil; milletin malı. 5 senedir biz ne yapıyoruz? Ana felsefemiz ne biliyor musunuz? Milletin malını millete veriyoruz. Milletin parasını millete dağıtıyoruz. Bizim yaptığımız bu. Bunlar bir avuç imtiyazlı kişilere binaları, mülkleri, yapıları, kurumlara dağıtmaktan nefes nefese kalmışlardı. İstanbul’u da perişan etmişlerdi. 5 yıldır İstanbul, rahat bir nefes aldı, bir kendine geldi.
“BİZ, MİLLETİN MALININ MUHAFIZLIĞINI YAPMAK İÇİN GÖREVE GELDİK”
Var mıydı 100 bin çocuğa burs dağıtmak? Biz dağıttık. Sadece Üsküdar’da 10 bin gencimiz, üniversite burslarından faydalanıyor. Onlar, halka ait alanları, bir avuç insana dağıttılar mı? Salacak’ta yıkımlar yaptık; gördünüz değil mi? Yıkımı engellemek için, yıkımın önüne benim canım polisimi bile yollamaya kalktılar. Baktılar ki millet tepki gösteriyor, çatır-çutur yıktık. Çünkü biz, milletin malının muhafızlığını yapmak için göreve geldik. Bir milim geri adım atmayız, bir milim. Onların israfçılıkları yüzünden, İstanbul’da 10 metro durdu. Onlar her ne kadar karalasa da biz, bu kardeşiniz, çok değerli yol arkadaşım Sinem Dedetaş gibi çok değerli yol arkadaşlarımla, nitelikli yönetimle, milletin evlatlarıyla, İBB tarihinde ilk kez, 5 yılda 65 kilometre metroyu açtık. Onların 25 yılda yaptığının yarısını, biz 5 yılda yaptık.
“1,5 GÜNDE BİR, BİZE MÜFETTİŞ YOLLADILAR”
Biz hizmet yapıyorduk, karınca gibi koşuyorduk. 160 yerde sel ve su baskınlarını gidermek için, altyapı yatırımları yapıyorduk. Kaçak yapıları yıkıyorduk. İşgalcileri kaldırıyorduk. İstanbul’un birçok sorunlarına koşuyorduk. Ama onlar da boş durmadı. Onlar da çok çalıştı. Ne yaptılar biliyor musunuz? 1,5 günde bir, bize müfettiş yolladılar. Tam 4,5 senede, bin 19 kez, Ekrem İmamoğlu’nu ve arkadaşlarına teftiş, soruşturma… Bakın; o saçma sapan ‘ahmak’ vesaire mahkemeleri var ya, onları saymıyorum. Bin 19 kez soruşturma yaptılar. Yapsınlar. Bize ne verdiler biliyor musunuz? Bin 19 kez şeref madalyası verdiler, şeref madalyası. Teftiş edilmekten, denetlenmekten imtina etmeyiz ki. Milletin malını, milletin parasını biz yönetiyoruz. Tabii ki teftiş edilmeliyiz. Tabii ki hesap vermeliyiz. Ama sorun şurada: Peki bizden önceki 5 senede ne yaptılar? 146 kez! Bin 19 nereye, 146 nereye? 146 kez; o da çoğu soruşturma, teftiş değil, sıradan, rutin denetimler. Sözüm ona Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarına leke atacaklar ya da suçlayacaklar. Ne yapabildiler? 5 senede aça aça, bir tane saçma sapan ‘ahmak davası’ açabildiler. Başka bir şey yapabildiler mi? Yapamazlar. Çünkü biz, 5 yıl boyunca arkadaşlarımla ahlaklı, erdemli, şeffaf hesap verebilir, halkçı belediyeciliğin en iyisi olmak için ant içmiştik. Onu da yerine de getirdik. Ne mutlu bize.
“SON ÇARE NE? KUMPAS, İFTİRA, YALAN, MONTAJ…”
Biz bütün bunları yaparken, bütün bu kadar soruşturma geçirirken, seçime 4-5 gün kaldı ya, son çare ne? Kumpas. Son çare ne? İftira. Son çare ne? Yalan. Son çare ne? Montaj. Son çare ne? Video. Şimdi bu şekilde milleti aldatacaklar. Ekrem İmamoğlu’na, sözüm ona leke atacaklar. Onların atmaya çalıştığı lekeye ben ne yapıyorum biliyor musunuz? (Eliyle ceketinin yakasını silkiyor.) Bunlara, Allah akıl versin. Bunları, Allah ıslah etsin. Niye biliyor musunuz? Ramazan’ın birinci gününde, 2019’da, bunlar değil miydi 6 Mayıs’ta ana sütü kadar helal seçimi iptal ettiler. Öyle değil miydi? Bakın; Ramazan’ın birinci günü seçimi iptal edenler, yine kul hakkı yemeye, iftira atmaya devam ediyorlar. Ben, vatandaş Ekrem olarak, bunların yanlışlarını kabullenemiyorum. Hele hele şu Ankara’dan 17 bakan geldi ya… Artı bir Cumhurbaşkanı da geldi ya… Bunu kendime yediremiyorum. Niye?
“BİRAZ UTANMALARI VARSA BAŞLARI ÖNE EĞİK GEZECEKLER”
“ALLAH BİLİR RÜYASINDA DA EKREM’İ GÖRÜYOR”
Bunları ne yapacağız? Allah’ın izniyle, 31 Mart’tan bir gün sonra, onları misafirperverlikle ağırlayıp, sandık tutanaklarını tutup, aradaki farkı yukarıya tırmandırdıktan sonra, ‘Hadi bakayım Ankara’ya. Hadi bakayım Ankara’ya…’ Bu millet, size 10 ay önce oy verdi. Hangi vaadinizi tuttunuz? Hani mülakat kalkacaktı. Kalktı mı? Gidin kaldırın kardeşim. Hani polislerin 3600 ek göstergesi çıkacaktı. Çıktı mı? Emeklinin hakkını verdiniz mi? Enflasyon düştü mü? E gidin işinizi yapın. Millet, işinizi yapın diye size oy verdi. Ama onların işi gücü Ekrem. Sabah kalkıyor Ekrem, akşam yatıyor Ekrem. Allah bilir rüyasında da Ekrem’i görüyor. Kim görüyor anladınız mı? Niye gülüyorsunuz? Anladınız. Peki. Ben onu demek istememiştim ama olsun. 31 Mart’a 4 gün kaldı. Bugünü saymıyoruz. Çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi. Yani şu var ya; 1, 2, 3, 4, 5… 8. Onun gibi bir şey. Ama benimki gerçek. 4 gün. Pazarı da sayarsak 5. Ben onu bir gün bulup, 65 adım attıracağım ona.”