Hikikomori terimi, uzun süreler boyunca toplumdan ve sosyal etkileşimlerden kaçınarak yaşayan bireyleri tanımlamak için kullanılıyor. Hükûmetin son anketleri, Japonya’daki Hikikomori sayısının 1.5 milyona yaklaştığını gösteriyor.
Peki, bu derin sosyal izolasyonun arkasındaki sebepler nelerdir? Japonya’daki Hikikomori vakalarının artışı nasıl ele alınıyor?
Hikikomori, ilk kez 1980’lerde Japon psikolog Tamaki Saitō tarafından tanımlanmıştı.
O dönemde, Japonya’da gençler arasında artan bir sosyal çekilme eğilimi gözlemlenmişti. Günümüzde ise Japonya’da yaklaşık 1,5 milyon civarında Hikikomori olduğu tahmin edilmekte. Ancak bu fenomen, sadece Japonya ile sınırlı kalmayıp global bir soruna dönüşmüş durumda.
Komşusu Güney Kore’de, 2005 analizinde 33.000 sosyal olarak çekingen genç (%0,3) olduğu tahmin edildi ve Hong Kong’un yayımladığı 2014 anketi, bu oranı %1,9 olarak belirledi. Vakalar, sadece Asya’da değil; ABD, İspanya, İtalya, Fransa ve başka yerlerde de görülüyor.
Hikikomori olarak bilinen bu kişiler, sosyallikten tamamen uzaklaşır ve bazen yıllarca evlerinden dışarı çıkmazlar.
Hükûmet, yaklaşık 541.000 kişinin (%1,57) bu durumda olduğunu buldu ancak birçok uzman gerçek sayının çok daha yüksek olduğuna inanıyor çünkü yardım almaları yıllar alabiliyor.
Günümüzde en yaygın kriter, 6 ay veya daha uzun süren fiziksel izolasyon ve sosyalleşmekten kaçınmak. Bu belirtiler size tanıdık geliyorsa, bir profesyonelden yardım almanızda fayda olduğunu da hatırlatalım.
Sosyal izolasyon için gösterilen yaygın nedenler arasında hamilelik, iş kaybı, hastalık, emeklilik ve kişiler arası ilişkilerin zayıf olması yer alırken; en önemli neden, Covid-19 oldu ve katılımcıların beşte birinden fazlası, pandemiyi münzevi yaşam tarzlarında önemli bir faktör olarak gösterdi.
Japonya’nın ataerkil normları ve zorlu çalışma kültürü gibi toplumsal faktörler de rol oynuyor.
İnsanlar işgücünden ayrılıp emekliliğe ayrıldıkça yaşlı nüfus artıyor ve bu da zaten durgun olan ekonomi için sorun yaratıyor. Durum o kadar vahim ki 2023 yılında Başbakan, ülkenin “sosyal işlevleri sürdürememenin eşiğinde” olduğu uyarısında bulunmuştu.
Hikikomori üyeleri olan aileler için bu durum “80 50 sorunu” olarak adlandırılıyor. Yani 80 yaşındaki ebeveyenler, 50’li yaşlarındaki çocuklarına bakmak zorunda kalıyor.
Yetkililer, flört ve evliliğin cazibesinin azalmasına da atıfta bulunuyor. Yetişkin bekârların sayısı arttıkça insanlar, sosyalliklerini çevrim içi ortama taşıyorlar. E hâliyle gerçek hayattaki sosyal bağlar, epey zayıflıyor.
Hükûmet, bugün bile bu durumla başa çıkmak için aksiyon almaya devam ediyor.
Alınan önlemler arasında sosyal medya aracılığıyla kamuoyu bilinçlendirme, intiharı önleme kampanyaları yürütülmesi, sosyal hizmet uzmanı görevlendirilmesi ve sosyal bağları zayıf olanlar için 7/24 telefonla danışma hizmetinin sürdürülmesi yer alıyor.
Japonya ne kadar önlem alırsa alsın bu durum uzunca bir süre devam edecekmiş gibi duruyor. Neden mi? Çünkü Japonya’nın çalışma şartları, günümüzde pek çok ülkeden daha yorucu ve stresli. Üstelik birçoğu tek bir işte de çalışmıyor, Japonların pek çoğu ek olarak yarı zamanlı bir iş daha yapıyor.
İleride bu tarz bir durumun Türkiye’de de görülmesi bir hayli yüksek bir ihtimal değil mi? Kim bilir, belki de pek çoğumuz çoktan semptomlarını gösteriyoruzdur bile…
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimize aşağıdan ulaşabilirsiniz: